Aronia SP. Meyvelerinin Kimyasal ve Biyolojik Aktiviteleri
Antikanser ve Antimutajenik Aktivite
Yapılan birçok in vitro ve hayvan deneyi çalışmaları, Aronia meyvelerinin ve ekstrelerinin başta kolon kanseri olmak üzere anti-proliferatif veya koruyucu etkilerini göstermektedir [2]. Aronia melonocarpa meyvelerinden yarı saflaştırılmış antosiyanin bakımından zengin ekstresinin normal kolon ve kolon kanseri hücre hatları üzerindeki etkisi araştırıldığında, 50 mg monomerik antosiyanin / ml Aronia ekstresine 24 saatlik maruz kalma sonucu, insan HT-29 kolon kanseri hücrelerinde % 60 büyüme inhibisyonu gözlenmiştir. Hücrelerin, hücre döngüsünün G1/G0 ve G2/M fazlarında bir blokaj gözlemlenmiştir. Kolon karsinogenezinde koruyucu etkileri ve çoklu etki mekanizmaları belirlenmiştir [46,47]. Sitostatik etkide antosiyaninlerin kimyasal yapısının önemli rol oynadığı belirtilmiştir [48]. Aronia melanocarpa meyvelerinden izole edilmiş antosiyaninlerin, Ames testi ile antimutajenik aktivitesi olduğu belirlenmiştir. Bu aktivitenin, esas olarak serbest radikalleri süpürücü aktivitesi yanı sıra promutajenleri aktive eden ve mutajenleri DNA-reaktif türevlere dönüştüren enzimlerin inhibisyonu yoluyla oluştuğu düşünülmektedir [49].
SONUÇ VE TARTIŞMA
Sonuç olarak günümüzde kullanımı yaygınlaşan Aronia melanocarpa başta olmak üzere Aronia türleri üzerine yapılan çalışmalar göstermiştir ki; Aronia meyvelerinin yüksek fenolik içeriğinden dolayı ve potansiyel terapötik faydaları nedeniyle fonksiyonel bir gıda olarak kullanımı önem kazanmaktadır. Antosiyanin, prosiyanidin, fenolik asit bileşikleri farmakolojik aktiviteden sorumlu başlıca bileşiklerdir. Güçlü antioksidan aktivitesi nedeniyle sağlığı destekleyici etkileri yapılan birçok araştırma ile gösterilmiştir. Antidiyabetik, kardiyoprotektif, antimutajenik aktiviteleri, obezite, çeşitli inflamatuvar ve kronik hastalıklardaki olumlu etkileri belirlenmiştir. Güncel kullanımına ek olarak, klinikte koruyucu ve tedavi edici etkileri nedeni ile kullanımının yaygınlaşması için, bitkinin kimyasal bileşimi ve biyoaktivitesi üzerine yapılan çalışmaların artarak devam etmesi gerekmektedir.