Ezber bozan çiftlik
Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde tarımla ilgilenen Barshan ailesi, bölgede daha önce denenmemiş türleri yetiştirerek bir dönüşüm sürecine öncülük ediyor.
Yeniliklere açık olmak çoğu zaman olumlu sonuçlar verir.
Türkiye’de bugün muz, domates ve çay gibi yaygın tüketilen ürünlerin yetiştirilmesi tarım alanında yenilikçiliğin örnekleri. Çünkü bu ürünler Türkiye’ye dışardan getirilmiş ve zaman içinde hayatımızda yer etmiş durumda.
Barshan ailesi de bölgedeki çiftçilerin yeni ürünlerle tanışması, katma değeri yüksek ürünler yetiştirilmesi için deneysel tarım yapıyor.
Değişimin ilk adımı
Kendilerini ‘Tarım gönüllüsü bir aile’ olarak tanımlayan Mustafa Sami Barshan 37 yıldır tarımla ilgileniyor.
Şimdiye kadar belediyelerden okullara, tarım meraklılarından komşu köylerdeki çiftçilere kadar birçok kesimden insanların çiftliğe ilgi gösterdiğini söyleyen Barshan, bölge halkının ürünleri tanıması, faydalanması ve daha fazla üretim yapabilmesine yardımcı olmayı amaçladıklarını anlatıyor.
Barshan, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Hobi olarak başladım. Sonrasında faydalı olmak adına aromatik bitkilerle alakalı çalışmalara devam edip, onları dikip tecrübe edindim. Bu tecrübeden de Türk halkının, Ankara’nın istifade etmesi adına, iklim şartlarına uygun bitkileri yetiştirip onların sunumunu yapıyoruz. Alışılmadık, Türkiye’nin de pek tanışmadığı yeni bitkileri, meyveleri burada yetiştirmekteyiz.”
Yaklaşık 400 tür bitki ve meyve bulunuyor
Antep fıstığı, Güngüzeli, Melisa otu, Çiçek ağacı, Sumak…
Aybarshan çiftliğinde süs bitkileri, tıbbi aromatik bitkiler ve çeşitli meyveler olmak üzere yaklaşık 400 farklı tür bulunuyor. Sami Barshan, her gün yakından ilgilendiği bu türlerden bazılarını şöyle sıralıyor:
“Burada yaklaşık 400 tür bitki ve meyve bulunuyor. Bunlardan bazıları; sumak, mürver, paw paw, goji berry, honey berry, saskatoon berry ve sayamayacağım daha bir çok türü burada yetiştiriyoruz. Ancak bunların içinde en çok dikkat çekeni Aronya.”
En çok dikkat çeken tür: Aronya
Mustafa Sami Barshan’a göre bu bitkilerden en çok dikkat çekeni ve katma değeri en yüksek olanı Aronya.
Anavatanı Kuzey Amerika olan Aronya, Rusya ve Avrupa ülkelerinin ardından Türkiye’de de yetiştirilmeye başlandı. Görünüşü üzüme de benzetilen meyvenin rengi siyah tadı ise hafif kekremsi. Yüksek antioksidan değerlere sahip olan Aronya -25°C’lere kadar dayanabiliyor. Çayı, reçeli, şerbeti yapılabilen meyve dondurma ve kek gibi ürünlerde de kullanılıyor.
Bölge halkının da ilgi göstermesiyle bir ‘Aronya vadisi’ kurmak için çalışmaların sürdüğünü belirten Barshan:
“Bunlar çiftçilerimizin para kazanabileceği, gelir elde edebileceği, yüzünü güldürebileceği bitkiler. Biz tarım gönüllüsü bir aile olarak yapmış olduğumuz bu faaliyeti diğer bölgelerde de yapılmasını istiyoruz.” dedi.
“Burası bizim için örnek oldu.”
Barshan ailesinin yazdığı değişim hikayesinin en büyük destekçisi de yine aynı bölgede yaşayan ve tarımla ilgilenen halk. Aybarshan çiftliğinin etkisini sorduğumuz Günalan Mahallesi Muhtarı Şener Karatay:
“Bizim tarımımız arpa, buğday, yulaf çeşitleridir. Mustafa Bey geldikten sonra Ankara gibi bir yerde yetiştirildiğini görmediğimiz tıbbi aromatik bitki çeşitlerini burada gördük, burada tanıştık.” dedi.
Yine aynı köyde yaşayan ve çocukluğundan beri tarımla ilgilenen çiftçi Habib Candemir de çiftliğin kendileri için bir örnek olduğunu şu sözlerle anlattı:
“Burası bir örnek oldu. Bu tür bitkileri bilmiyorduk. Artık bu bitkileri ekmeye çabalıyoruz, tıbbi aromatik bitkiler yetiştirmek için uğraşıyoruz. Kendimizi geliştirmemiz lazım. Hep böyle atadan dededen kalma düzenle bir yere gidemiyoruz. Komşulara da söylüyorum ‘Gelin, ekin, görün, yetiştirin.’”
Bu Haber www.trthaber.com sitesinde yayımlanmaktadır.